Açıklama
İlan Açıklaması :
<div style="box-sizing: border-box; color: rgba(0, 0, 0, 0.77); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, " segoe="" ui",="" roboto,="" oxygen,="" ubuntu,="" "fira="" sans",="" "droid="" "helvetica="" neue",="" sans-serif;="" font-size:="" 14px;"="">
✔ BURSA KILIÇ TAN ARTVİN ŞAVŞAT KİREÇLİ DE SATILIK 1341m2 TARLA
✔ ARTVİN İLİ ŞAVŞAT İLÇESİ KİREÇLİ KÖYÜNDE
✔ 1.341,68 m2 SATILIK TARLA
✔ ADA: 208 PARSEL: 108
✔ YEŞİLİN HER TONUNA SAHİP DOĞA HARİKASI İÇİNDE
✔ KÖY İÇİNDE OLDUĞUNDAN EV YAPILABİLİR
✔ MEYVE SEBZE EKİLEBİLİR
✔ YATIRIM AMAÇLI ALINABİLİR
✔ BURSA KILIÇ EMLAK MÜLKÜN SATIŞINDA TEK YETKİLİ EMLAK OFİSİDİR
✔ EMLAK KOMİSYONU SATICIDAN VE ALICIDAN % 2 + KDV DİR
BURSA KILIÇ EMLAK GAYRİMENKUL DANIŞMA İNŞ. SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ.
Adres: Karaağaç Mahalle İpekçilik Cadde No: 46 Z1 YILDIRIM / BURSA
Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesi Bilgileri; Yetki No: 1601904
Mersis No: 019 112 495 390 001
Detaylı Bilgi ve Randevu Almak için Lütfen Arayınız!
İletişim: - - -
WhatsApp Hattı: -
*****EMLAK’TA GÜVENİN ADRESİ*****
Engebeli bir arazi üzerinde kuruludur. Mahalleler birbirine çok uzak olduğu için 4 tane cami ihtiyacı doğmuştuır. Bazı mahallelerin arası yürüyerek 30 dakikalık mesafedir. Her mahallenin kendisine ait baltalık ormanı bulunmaktadır. Tüm binalar, samanlıklar, ahırlar taş temel üzerine ahşaptan inşa edilmiştir. Tüm kış hazırlıkları, hayvan yiyecekleri, otlar, samanlar, mısır koçanları, yemler samanlığa stok edilir. En büyük gelir kaynakları, Mısır; Buğday, arpa, fasülye, patates, soğan, meyveler ise elma, armut, ceviz, erik, erik benzeri tamaz, can eriği, hayvan ve hayvansal gıdalardır. O dönemlerde bütün ağırlık hayvansal gıdalara bağlıydı. Bunların yanında 10 adet su ile çalışan Buğday, arpa, mısır unu yapımında kullanılan mahalle ve şahıs değirmenleri vardır. Bunlar;
A- Mahallelere ait Değirmenler
1- Keçanilerin Değirmen 2- Sageoğulların Değirmen 3- Mazmanların Değirmen
B- Şahıslara ait Değirmenler
1- Hebo Dursuna ait Değirmen 2- Sıddık (Maral) Toruna ait Değirmen 3- Teyfık Yazıcıya ait Değirmen 4- Rufet Yılmaza ait Değirmen 5- Dursun Yıldıza ait Değirmen 6- Zekeriya İlhana ait Değirmen 7- Cimşit Toruna ait Değirmen
Bu Değirmenlerden Dursun Yıldız ve Cimşit Toruna ait olan değirmenler günümüzde hala kullanılmaktadır. Orta yaylanın kuzey istikametine düşen vadinin orta kısmından başlayarak yükselen iki adet 100 m yüksekliğinde kaya vardır. Bu kayaların araları boşluk ve çimenliktir. Bunlara halk arasında Tavkolanın kayaları denmektedir. Bu kayaların kuzey kısmına düşen boşluğun adı; Bol kaynak suları çıktığı için gözeler ismini taşır. Gözelereden başlayarak yine kuzey istikametine doğru uzanan 500 m uzunluğunda en az 100 m yüksekliğinde bitişik kaya uzanmaktadır. Bu kayanın ön kısmı ve üst kısmı hayvan otlağı olarak kullanılmaktadır. Bu kayanın güneyi gözeler, kuzeye kalan kısmı ise sabadur adını alır. Bu kayaların orta kısmında 500 tane koyun alabilecek bir mağara mevcuttur. Bu kayanın kuzeye bakan giriş kısmında kartal yuvaları vardır. O dönemlerde kartallar ilkbaharda gelir, sonbaharda giderlerdi. Bundan dolayı halk kartalların geldiği bu kayalara Kartal Kayası adını vermiştir. Şimdilerde ise bilinmeyen nedenlerden dolayı kartallar uzun zamandır bu bölgeye uğramaz oldu. Tahminlere göre Orta Doğuda çıkan savaşlardan, İran, Irak savaşları. Teknolojiden dolayı yayılan Radyasyonun bölgeyi etkilemesi, İnsan sayısının artması, Kartalların soyunun tükenmesine yol açmışıtr. Yine orta yaylanın güneyine düşen düz yaylaya giden yol üzerinde Kapanlar denilen yer üzerinde, büyük bir kayanın dibinden çıkan, iki oluktan akan kaynak suyu vardır. Bu suya ve bölgesine çift pınarlar adı verilmiştir. Kireçli Köyü hem büyük hemde merkez köy olduğu için bir sağlık ocağı vardır. Doktoru, Hemşiresi, Hizmetlisi sürekli bulunur. Çevre köylerden ilk yardım için hastalar gelir. Köyde bir ilkokul, bir ortaokul ve birde mandıra bulunmkatadır. Ne yazık ki şimdi hepsi kapalı durumdadır. Dışarıya yapılan göçler yüzünden köyde insan sayısı oldukça azdır. Mandırada köy ve çevre köylerden gelen sütler değerlendirilir. Süt ve süt ürünleri yapılıp satılırdı. Artvin İlinin genelinde olduğu gibi Kireçli Köyündede eğittim ve kültür seviyesi (%98) çok yüksektir. Köyüüzde eski okur-yazar 27 kadar molla vardır. O dönemde mollalar bugün ki lise mezunu arayındaydı. 5 sınıflı ilkokulu, 5 Öğretmeni, 1 Eğitmeni, 200 Öğrencisi bulunan bu okulun yanın sıra birde ortaokulumuz vardı. Sağlık Ocağı ve Ortaokula çevredeki 8 köyden astalar ve öğrenciler gelirdi. Bu köyler;
1- Düzenli 2- Çamlıca 3- Hanlı 4- Karaağaç 5- Çavdarlı 6- Ziyaret 7- Arpalı 8- Susuz
Bu köylerde meydana gelen yaralanmaların tedavisi ve Anne çocuk sağlığı ile ilgili durumlar köydeki sağlık ocağında yapılırdı. Dükkânları, PTT’si Kahveleri ve birde Kooperatifi olan bu köy o döenmde aynı tempoda devam etseydi kendine çok güzel bir yol çizmişti. Ankara Üniversitesi Türk İnklap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu dergisinden alınan bilgilere göre Kireçli Köyünün nüfusu 1926’da yapılan nüfus sayımına göre 102 hane, 276 kadın, 320 erkek toplam 596 kişi olarak sayılmıştır.
6 Mahalleden oluşan Kireçli Köyü kuruluş şekli şöyledir;
1- Ovacık Mahallesi (Sageoğullar) 2- Dedeğa Mahallesi (Keçanilar) 3- Çatalkaya Mahallesi (Mazmanlar)
Bu mahallelerden bir tepeyle ayrılan diğer mahalleler ise;
4- Aşağı Cami Mahallesi (Kopazeler) 5- Yukarı Cami Mahallesi (Mutolar) 6- Boztoprak Mahallesi (Koşlet)
Boztoprak mahallesi ortuval dersiyle köyden ayrılmışltır. Bağlantı koşlet köprüsü ile yapılmaktadır. Sınırlara yakın kurulan bu mahalleler arasında tarım arazileri bulunmaktadır. Ortuval deresi üzerinde bulunan Koşlet köprüsünün başlangıcından kuzeye doğru yaklaşık 300 m boyunda sıralı bir kayalık uzanmaktadır. Yüksekliği 80 m olan bu kayalığın tepesinde tarihi bir kale mevcuttur. Kalenin üzerinde bulunduğu kayalığın adına Kırıçı’ın kayası adı verilmiştir. Bembeyaz kayalardan oluşan bu kayalığın taşları kireç taşı madeni olarak kullanılır. Köyde kireç kuyularıda mevcuttur. Bundan dolayı Cumhuriyetin ilanından sonra Kötetris olan eski ismin yerine Kireçli Köyü denmiştir. Buna en büyük etken Kireç kayası ve kuyularıdır.
Köyümüzün çevresinde 6 tane tepe bulunmaktadır;
1- Kıble Sırtı Tepesi 2- Sargüsel Tepesi 3- Ballı Kaya Tepesi
Bu tepeler köyün doğusunda kalmaktadır.
4- Sırt Tarla Tepesi 5- Horoç Sırtı Tepesi 6- Kıldızırın Sırtı Tepesi
Bu tepeler ise köyün kuzeyinde kalamktadır.Bu tepeler ve etekleri orman ağaçları ile doludur. Artvine bağlı tüm ilçelerde yaşayan bu yörenin insanları, her Türk vatandaşı gibi vatanına bağlı, vatanını seven, her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olan bir milletin çocuklarıdır. Geçmişinde dahi böyle erdemli bir hayat süren bu insanlar ne yazık ki 1977-1978 yıllarında yapılan 93 Harbi diye anılan Osmanlı- Rus savaşına maruz kalmıştır. Osmanlı-Rus savaşı birisi balkanlar diğeri kafkaslarda olmak üzere iki cephede yapılmıştır. 93 Harbinde Batum ve Artvin’in (Livane) savunmasında Osmanlı kuvvetlerinin en önemli kısmını bölgede yaşayan halk oluşturmuştur. Bölge halkından 5 tabur piyade ve 3 Bölük askeri nizamiye süvari kuvveti oluşturulmuştur. Bu uvvetlerin yaklaşık mevcudu 2.500-3000 kişidir. Rus istilasına karşı vatanını korumak üzere Artvin ve Batum halkından savaşanların bazıları şunlardır;
1- Hazinedarzade Osman 2- Yukarı Acaralı Ahmet 3- Tavatgerize Ali 4- Tuzcuoğlu Hasan Beyler 5- Çürüksulu Tomas oğullarından 4 Kardeş 6- Ahıskalı Kavas Süleymanın Bazı Fedaileri
Bu isimlerin altında toplanan milis kuvvetleri, Rusların karadan ve denizden olan saldırısını püskürtmüşlerdir. Ancak Osmanlı Ordusunun Balkanlarda Rus ordularına karşı aldığı ağır mağlubiyetin bedelini Batum, Artvin (Livane) halkı ödemek zorunda kalmışıtr. Savaş sonrasında yapılan Ayestefenos ve Berlin Antlaşmalarında; Kars, Ardahan, Artvin ve Batum 410 Milyon Ruble tazminat vermiştir. Buna isyan eden bölge halkı işgali tanımayacaklarını ve işgale karşı silahla karşılık vereceklerini ilan etmiştir. Ancak Osmanlı birliklerinin Batum sancağını boşaltma hazırlıklarına başlaması ile halk direnme fikrinden vazgeçmiştir. Durum böyle olunca göçler başlamış halk perişan ve karmaşa içerisine düşmüşür. Bu dönemde Şavşat’ın köylerinden Veliköy (Meriya) ileri gelenlerinden bir Aşık Padişaha bir şiir yazıp gönderir. Bu şiir’in bir kıtası şöyledir; Bundan sonra bana haram meriya, Arzuhaller İstabul’a yürüye, Verin hazineden alın geriye, Yoksa dünya zavalinamı yetişti.
Bu şiirler Aşık yöre halkının dertlerini padişaha anlatmaya çalışmıştır. Kireçli köyünde Osmanlı-Rus savaşının kafkas cephesinde iki dedemiz esir düşmüştür. Bunlar Süleyman dede ( Erdem) ve İrfani dededir. Bunlardan İrfani dedenin anlattıklarını bilmiyoruz ancak Süleyman dedenin anlattıklarını anılardan ve köyün yaşlılarından öğrendiğimiz kadarıyla aktaracağım:
Esir düştükten sonra bir trenle sibiryaya götürülürler ve orada tren vagonlarını ev olarak kullanırlar. Esaretleri boyunca saldatların gözetiminde ağaç keserek, tomruk yaparlamış. Ayestefenos ve Berlin Antlaşmalarından sonra serbest bırakılmış ve memleketlerine gönderilmişlerdir.
Birde Milis kuvvetlerine katılan ve ön saflarda yer alan Kireçli köyünden Arifoğlu Molla Arslan Ruslar tarafından takibe alınmıştır. Arkadaşları kaçıp Osmanlıya geçmiş ama Molla Arslan kaçamamış. En sonunda köyüne döndüğünde her gün ve gece köyünde ki evi basılıp arandığı için evine gidemez olmuş. Köyümüzde uyuzlu tarla denen yerde bulunan ormanda çok büyük bir taşın altında 6 ay yaşamış ve köylü saklanması için yardımcı olmuştur. Sonbahar gelince onuda Osmanlıya kaçırmayı düşünmüşler Oğlu Molla Bedel, yeğeni Molla bek, Dünürü ( Düzenli köyünden Şükrü Suti Dursun) geceleri yürüyerek Artvin’in Ardanuç ilçesine gitmişler. Kaşıkcı köyünün ormanında saklanarak bir fırsatını bulup Osmanlı toprağına geçmek isterken Ardanuç Yusufeli sınırında Molla Arslan ormanda hastalanır ve orada ölür. Bu gün mezarı hala o ormanda yer almaktadır.
Osmanlı 1. Dünya savaşından yenik çıkmış, sevr antlaşmasını imzalamış, anadolu perişan halk kötü günler yaşarken Mustafa Kemal Atatürk kurtarıcı olarak hareketer geçmiştir. 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkmış, Amasya, Sivas ve Erzurumda kongreler yaparak kurtuluş savaşını başlatmıştır. O yıllarda İstanbulda darül şafakada okuyan Ahmet Fevzi Erdem serv antlaşmasının imzalanmasından sonra ailesi tarafından memleketi olan Şavşata çağrılmış ve şavşat müftülüğüne atanmıştır. Burada göreve başladıktan sonra Erzurumda Mustafa Kemal Paşanın kendisyle temasa geçip milli direniş için talimat vermesiyle ve arkadaşlarıyla Kuvay-i Milli teşkilatını kurmuştur. Kendisi Başkan, Kireçli Köyünden Molla Yusuf ve yeğeni Zihni Uralıda yardımcı olarak seçmiştir. Bu arada Batumlu Sancakbeyoğlu Mehmet Bey ve tarftarlarınında bağımsız bir Gürcü hükümeti kurmaya çalıştıkları öğrenilir. Kafkas bölgesinde oturan Hamşizadelerinde Gürcistanı kurmaktan yana oldukları anlaşılmıştır. Bu durumdan haberdar olan Hamşizadeler, Ahmet Fevzi Erdem’i saf dışı bırakmak için Hamşizade Necip Bey’in yanına birkaç kişi vererek Ahmet Fevzi Erdem’in saf dışı bırakılması için gerekenlerin yapılmasını istemiştir. Bunu duyan Ahmet Fevzi Erdem kendini korumak için yanına aldığı 4-5 adamla birlikte köy köy dolaşarak saklanmıştır. Ancak bir akşam Kireçli Köyünde muhtar olan Behül Ağa dedenin evine konuk oldukları sırada köy ileri gelenleri ile bir toplantı yapılırken saat 23:00 sularında Hamşizadeler eve baskın vermiştir. Karşılıklı çıkan çatışma esnasında Ahmet Fevzi Erdem’in adamlarından Fevzullah (Takma adı fezo) bacağından vurulmuştur. Ahmet Fevzi Erdem’i teslim etmeyen köy halkı Ahmet Fevzi Erdemi bir şekilde o çatışmadan kaçırma fırsatı bulmuştur. Vurulan Fevzullah bey ve Ahmet Fevzi Erdem’in 4 adamını teslim almışlar ve ev halkınada fiziki şiddet uygulamışlarıdır. Ev ahşap bir yapıdır ancak evin bacaları taştan yapılma olduğu için çocukları ve kadınları bu bacaların içerisine saklamış ve onlara bir zarar gelmesini önlemişlerdir. Bugün dahi çıkan çatışmada evin isabet alan tahtalarında ve taş duvarlarında mermi izlerini görmek mümkündür. Hatta benim çocukluğumda (Şahimerdan Arifoğlu) annem yatakları sökerken bezde bulunan kan lekesinin Fevzullah beye ait oduğunu söylemiştir. Çatışma başlar başlamaz Kireçli Köyü ileri gelenlerinden Ahmet Fevzi Erdem’in arkadaşları;
1- Ali oğlu Yusuf İlhan 2- Aziz oğlu Garip Keskin 3- Molla Küçük Altun
Ahmet Fevzi Erdeme refakat ederek gece hisli mağara dedikleri taş yaylasını aşarak Ardahanda bulunan 2. Fırka komutanı Albay Ziyaya teslim ederler. Ahmet Fevzi Erdem Albay Ziyaya Atatürk tarfından görevlendiriğini söyler ve Atatürkten aldığı resmi belgeyle bunu ispatlar. Kendisinin Karsta bulunan Ordu Komutanı Kazım Karabekir Paşaya güvenli bir şekilde ulaştırılmasını ister. Bu isteği Albay Ziya tarafından kabul edilir ve kendisine 2.Fırka tarafından tahsis edilen fayton ile yanına muhafız verilir. Ahmet Fevzi Erdem Karsa ulaşınca Kazım Karabekir Paşa ile görüşmüş ve durumu kendisine anlatmıştır. Kazım Karabekir ise iki gün sonra 2.fırka komutanlığına bir telgraf çekerek Ahmet Fevzi Erdem’in korunması için bir subayın refakat etmesini ister. Şavşat Kaymakamlığına tarafsız bir kişinin getirilmesini istemiş ve böylece Şavşat Kaymakam vekili İsa Bey azledilerek yerine 2.fırka komutanlarından Binbaşı Nuri Bey’i atamışlardır. Bir hafta sonra Ardahandan gelen Ahmet Fevzi Erdem’in 1 fırka askerle gelmesi sonucu görevi ona iade edilmiştir. Not: Yukarıda kaleme alınan bu bilgiler eski şavşat müftüsü Süleyman Özbek, Kireçli köyünden Molla Hazık Bilici ve yine Kireçli Köyünden İsmet Oğlu Bektaş dededen (Kırık) edinilmiştir. Ayrıca Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnklap Tarihi enstitüsü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Serpil Sürmelinin 25240 Erzurum Dergisinden alınmıştır.
Danışmanlarımız:
Sevgi Bilmiş
Ahmet Kılıç
Karaağaç Mah. İpekçilik Cad. Özer Apartmanı B Blok No:46 Z2
Yıldırım Bursa
Emlak Özellikleri
İletişime Geçin
Bursa Kılıç Emlak